![]() | Bir kente katkı koyulacaksa onun tarihi, coğrafi ve demografik yapısını iyi etüt etmek gerekir. Ayrıca, kentin sosyal yapısını irdelemek zorundasınız. Bu zorunlulukta eğitim, sağlık, kültü ve spor yaşamı incelenmelidir. |
Bilhassa son 50 yılda şehircilikteki gelişmelere ayak uydurulamadığından metropol kentlerimiz başta (İstanbul, İzmir) altyapı sorunları, göç, ulaşım, çarpık kentleşme ve gecekondu, imar ve çevre sorunları, trafik ve otopark sorunları, hava ve su kirliliği, deprem ve sel felaketleri altında ezilmektedir.
Bugün metropol kentlerimizin büyük kısmı planlı yerleşimlerden uzak, gecekondu ve kaçak yapılaşma ile oluşmuştur. Örneğin İzmir'e gelen göçün önemli bir bölümü şehircilik kriterlerine uygun olmayan şekilde konumlanmıştır. Yapılan en büyük hata, kaçak ve gecekondu şeklinde oluşan konut alanları için sonradan yapılan imar ve ıslah planları olmuştur. Böylelikle bölgede sağlıklaştırma ve yenileme yapılmadan yoğunluk arttırılmış, önceleri tek katlı olan yapılar 3-5 kata yükseltilmiştir. Bu durumda önceleri barınma amaçlı olan bu yasa dışı yapılaşma sonraları rant kaynağına dönüşmüştür. Buralarda kentsel standartlar çok düşüktü; yüksek eğimde ise yapılaşmaları da yeni imar hareketleri gerçekleştirebilecek boş alanları yoktur. Yeşil ve reaktif alanlar , sosyal-kültürel tesisler, eğitim ve sağlık tesisleri yok denecek kadar azdır. Bu bölgelerde kentsel dönüşüm (yenileme) projelerini gerçekleştirmekte güçtür.
Kentlerin çeperlerinde oluşmuş bu mahalleler, İzmir kentiyle sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda derin ayrılıkları mevcuttur. Kent kimliği ile kentlilik bilinci yeterince oluşmamıştır. Kente aidiyet yoktur. Eğitim sermayesi yetersiz, istihdam oranı ve yaşam kalitesi azdır, dolayısıyla şehircilik standartları düşüktür. Ciddi araştırmalar ve etüdler yapılarak bu bölgelerde büyük çaplı kentsel dönüşüm projeleri etap etap uygulanmaya sokulmalıdır. Ancak, uygulamaya konulacak projelerin kentsel, mimari, sosyal, kültürel ve ekonomik alanda iyi etüt edilip irdelenmesi gereklidir.
Kentsel yenilemede esas, yüksek katlı beton yığınları oluşturularak değil, yöre insanını kucaklayan, onları asimile etmeden yaşamlarını sürdürmelerini sağlayan (mevcut yapılanlar gibi değil) kentsel standartlara sahip nitelikli yaşam alanları oluşturulmalıdır. Aksi halde bunlar çok katlı gecekondulara dönüşür. Özellikle yeşil ve spor alanları, donatı alanları, eğitim, sağlık ve kültür alanlarının yanında yaşam ve ulaşım konforları arttırılmalıdır. 21. yüzyılda daha sağlıklı, daha güvenli, daha kaliteli kentte yaşamı sağlamak ve yaşanılabilirliği sürdürmenin yolu başarılı kent yönetimi (yönetişim) ile oluşacaktır.