Ve onları anlayamayan, anlamaya çalışmayan biz büyükler. (Düşünür; “filozof olan iki toplum var birisi bizler, diğeri çocuklar” der.)

Sayın yönetici koltuklarında oturanlar!

Bu çocukları ve toplumu mutlandıracak, onlara sorunsuz ve beklentilerine cevap bulabildikleri ortamı yaratacak farkında değilsiniz ama,  başta sizlersiniz. Bu sizin göreviniz!

Bu toplumun en azından yaşadıkları ortamların sorunlarına eğilmek, çözümler üretmek sizlerin sorumluluğunda (Ankaradakilerin koltukları daha yumuşak onun için onlara söylemiyorum) Ama! yerel yönetim olarak Sevgili Karşıyaka’mıza! içerisinde yaşayanlara en azından bunu borçlusunuz. Ve Çarşımız Türkiye’nin sayılı yerlerinden biri hem de her anlamda insan psikolojisini en fazla etkileyen şeylerden biri yaşadığı çevrenin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı olduğunu düşünürsek bu toplumdaki mutsuzluğun ve umutsuzluğun kaynağının büyük nedenlerinden birisinin yerel yönetimin ve sivil toplum örgütlerinin bencilliğinin olduğu yadsınamaz.

Güzelim Karşıyaka’m, Çarşım; ailelerin gönül rahatlığı ile stres atmaya, alış veriş yapmaya geldiği, her tarafında cıvıl cıvıl şen, mutlu çocuk seslerinin çınladığı iş yerlerinden müziklerin yankılandığı,  esnafın halkın derdini dinleyip çözümler arayacağı, o halkın seçtiği Belediye Başkanı başta. Esnaf kuruluşları, meşhur KASİAD !!! yöneticilerinin, tüm sivil kuruluş yöneticilerinin koltuklarından kalkıp halkın arasına karışabilip! Yüzlerini güldüreceği ve eskisi gibi! Cıvıl cıvıl, mutlu, umutlu, gerçekten çağdaş bir Karşıyaka’yı yaratabilmeleri dileğiyle…