Ş. Osman ARAS
Araştırmacı - Yazar
ATATÜRK, Başkomutanlık ve Devlet Başkanlığı süresince hiçbir yurtdışı gezisine gitmediği halde; dünyanın bir çok devlet adamı Türkiye’ye gelerek, O’nun bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istemişlerdir. Hepsinin adlarını yazmaya sayfamız yetmez. Bu nedenle biz (ülkemize geliş sırasına göre) sadece devlet başkanlarını anımsatmakla yetineceğiz: Afganistan Kralı Emanullah Han, Irak Kralı Faysal, Yugoslav Kralı 1’inci Aleksandr, İran Şahı Rıza Pehlevi, Büyük Britanya/İngiltere Kralı 8’inci Edward, Ürdün Kralı Abdullah, Romanya Kralı 2’nci Karol.
Yukarıda sıralanan konuklar arasında, Kral 8’inci Edward’ın ziyareti büyük önem taşımaktadır. Çünkü İngiltere, o zamanlarda, “toprakları üzerinde güneşin hiç batmadığı” bir dünya İmparatorluğu idi. ATATÜRK konuğunu 4 Eylül 1936 günü, İstanbul’da Tophane rıhtımında karşıladı. Kendisine büyük bir ilgi gösterdi . 8’inci Edward ülkemizden çok mutlu olarak ayrıldı. Bu dostluğu sürekli kılmak için de; Londra’ya dönünce Dışişleri Bakanlığına talimat vererek, ATATÜRK’ ün doğum tarihini sordurdu. Böylece, her doğum gününde kutlama mesajları göndermek istiyordu. Çankaya’dan, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak imzasıyla 12 Kasım 1936 günü Dışişleri Bakanlığına gönderilen yanıtta; doğum günü “19 Mayıs
ATATÜRK’e ve çevresindekilere yakıştırılmak istenen rivayetlere içerliyorum. Nedenine gelince; O’nun yaşamında şifrelere ve rivayetlere yer yoktur. Çünkü ATATÜRK; (Akıl-Mantık-Nedensellik temellerine dayanan) bilimsel düşüncenin en seçkin bir simgesi ve savunucusudur. “Atatürkçü Düşünce Sistemi” demek, bilimsel düşünce sistemi demektir. Bu nedenle, yazımda öncelikle “
2007 yılında, İstanbul basınında yayınlanan bazı anılarda tutarsız iddialar vardı. Oysa, 1919 yılındaki bu tarihi olayın, her günü/ her saati kayıt altındadır. Yüzbaşı Ali Şevket (Öndersev) merhumun Bandırma gemisine Beykoz’dan yüzerek çıktığı iddiası başta olmak üzere, diğer yakıştırmalar tamamen hayal ürünüdür. 16 Mayıs,Cuma günü akşam üzeri Samsun’a hareket edecek olan, İsmail Hakkı (Durusu) Kaptan’ın yönetimindeki Bandırma Vapuru, Beykoz Koyunda değil Kızkulesi açıklarında demirlenmiş olarak, tarihi yolcusunu bekliyordu.
Halkımızın ve özelikle de genç kuşakların zihinlerini yanlış bilgilerle bulandırmamak için; basınımızın rivayetlere ve hayal ürünü anılara değil, hakikatlere itibar etmesi gerekir. Prof.Dr. Utkan Kocatürk’ün yoğun emek ürünü olan “KAYNAKÇALI ATATÜRK GÜNLÜĞÜ” (2007-Atatürk Araştırma Merkezi yayını) ve diğer bilimsel / tarihi kaynakların süzgecinden geçmeden, ATATÜRK ve Cumhuriyet Tarihimizle ilgili konularda desteksiz yayın yapılmamalıdır.