On Bir Ayın Sultanı Ramazan
Hamdi GEVHER (Karşıyaka Müftüsü)
| On Bir Ayın Sultanı Ramazan
Ramazan, insanın kendisini terbiye ettiği, çevresiyle ilişkisini en üst düzeye çıkardığı, ibadetlerin yoğunlaştığı fakir ve yoksulların gözetildiği mübarek bir aydır. Bu ayı diğer aylardan ayılan en büyük özellik, Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Ramazan'da indirilmiş olmasıdır. |
Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de; "Ramazan ayı, insanları kurtuluş yoluna götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an'ın indiği aydır" (Bakara 185) buyurmuştur. Bu vesile ile Ramazan, Allah'ın kullarına af kapılarını sonuna kadar açtığı, bereket ve mağfiret ayıdır. Nitekim Hz peygamber Efendimiz (s.a.v) : "Ramazan öyle bir aydır ki; evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluştur" buyurmaktadır.Ramazan ayını önemli kılan etkenlerden biri de dinimizin temel ibadetlerinden olan orucun bu ay içinde tutulmasıdır. Yüce Rabbimiz: "Kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun" (Bakara 185) buyurarak, Kur'an'ın nazil olduğu ayın oruçla süslenmesini emretmiştir. Oruç Farsça asıllı bir kelime olup Arapça karşılığı 'savm'dır. Bu da bir işten kendini tutmak, nefsini engellemek demektir. Oruçlu insan, sabırlı olmayı ve maddi manevi sıkıntılara karşı dayanıklı olmayı öğrenir. Oruçlu kimsenin iradesi güçlenir. nefsini terbiye eder, her istediği şeyi yapmamayı, aşırılıklardan kaçınmayı öğrenir. İslam ülkelerinde Ramazan ayında suç oranının büyük ölçüde azaldığı buna karşılık sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın zirveye ulaştığı görülmektedir. Bu da bu mübarek ayın getirdiği rahmetle; iyilikleri çoğaltıp, kötülükleri azalttığının bir göstergesidir.Peygamber efendimiz; "Oruç kötülüklere karşı kalkandır. Oruçlu kimse kötü söz söylemesin, kimseyle çekişmesin ve kötü iş yapmasın, kendisiyle dövüşmeye gelene, 'Ben oruçluyum' desin." (Buhari 2, Müslim 160) buyuruyor. Demek ki, Allahın rızasını kazanmak verdiği nimetlere karşı Allah'a şükrümüzü ifade etmek için tuttuğumuz oruçlar, bizleri kötülüklerden alıkoymalı, nefsimizin taşkın taraflarını törpülemelidir. Yağmur nasıl ki yağdığı şehrin tüm tozunu alıp götürüyor, yerine ter temiz mis gibi bir koku bırakıyorsa ya da toprağa değen su, kuru dalı nasıl yeşertiyorsa Ramazan'da bizlerin kalplarindeki kini, nefreti, düşmanlığı, cimriliği alıp götürmeli, kalbimizi temizleyip yerine kardeşliği, dostluğu, paylaşmayı getirmelidir. Nitekim yine HZ. Peygamber Efendimiz: "Kim yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi bırakmazsa, Allah onun yemesini içmesini bırakmasına değer vermez." (Buhari 8) buyuruyor.Ramazan paylaşmaktır. Bazen bir selamı, bazen bir iftar sofrasında ekmeği, bazen geri çevrilmeyecek duayı paylaşmaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı bu ramazanda paylaşmanın önemi üzerinde özellikle durarak, bu konuya halkımızın dikkatini çekmek istemektedir. Ramazan bizi 'biz' yapmalıdır. Dünya üzerinde yaşayan aynı heyecanı, sevinci, telaşı paylaşan müslümanlar Ramazan'ı fırsat bilip daha da kenetlenmeli dertlere derman olmaya çalışmalıdır. Durumu kötü olan, iftara yemek bulamayan kardeşlerimize iftar sofralarımızı sonuna kadar açmalı ve bu ayda maddi manevi yardımlarımızı doruk noktalarına ulaştırmalıyız. Evlerimizde, bazen de çadırlarda kurduğumuz iftar sofraları fakirle zengini buluşturmalı, camilerde kılınan teravih namazları birlik ve beraberliğimize vesile olmalıdır. Kur'an'ın indirildiği bu mübarek ayda mukabele okuyarak ve anlamaya çalışarak evlerimizi Kur'an'la süslemeli, hayırda yarışmalıyız.
Bu mübarek ayın ülkemize ve insanlık alemine huzur, mutlukuk, birlik ve beraberlik getirmesi temennisiyle...
Yorumlar -
Yorum Yaz
