• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Siyah Kurdele                                      
Üyelik Girişi
Facebook - Twitter
 Instagram
Kategori ve Sayfalar
Namaz Vakitleri
Küçük Avcı

Yıldırım İnşaat
Elal Ajans
 
Reklam Alanları

Faydalı Linkler
Günün Sözü
Tarihte Bugün

Tarihte Bugün v.7.0
Site Haritası
sanalbasin.com üyesidir

Sevgi Kavramı

Nejat TUNG (Türk Hava Kurumu Karşıyaka Şube Başkanı)

  
                 Sevgi Kavramı

İnsanın evrimi gereği ve insan olma yeteneği ile insanın kendine özgü güçleri oluşmuştur. Vicdan, onur, saygı, sorumluluk bilinci ve SEVGİ bunlar arasında sayılabilir.

İnsan duygularının en önde gelen iki tanesi SEVGİ ve KORKU’dur. Sevgi özgürlük verir; korku onu insandan geri alır. Sevgi insanı açar, korku onu kapatır. Sevgi, kişiden kendisini tümüyle ifade etmesini ister; korku, böyle bir ifadeyle cezalandırır. İnsanın yetenek ve güçleri arasında saydığımız sevgi unsuru, bu yüzden özel ve ayrıcalıklı bir önem taşımaktadır.

Saf ve gerçek olan sevgi nedir?

Saf sevgi, kimseye zarar vermemeyi ya da kimsenin canını yakmamayı amaçlar. Bu tür olasılıklardan insanı sakındırır. Sevgi, koşulsuz, sınırlanmamış ve gereksinimsi olandır. Koşulsuz olduğundan, ifade edilmesi için hiçbir şeye ihtiyaç duymaz, karşılığında hiçbir şey beklemez, karşılık olarak da bir şey yapmak gerekmez. Sınırlandırılmamış olduğundan, bir başkasına da sınır getirmez. Bir son tanımaz, sonsuza dek devam eder. Engebesi ya da engeli yoktur. İnsanın sevgi üretebilmesi için öncelikle bireysel bilince sahip ve özgür olması gerekir. Eğer insanların çoğunluğu sevgiyi böyle anlamış ve yaşayabilmiş olsalardı, bugün dünyamızda birçok olumsuzluk olumlu olarak değişir ve geliştirdi.

“Sevgi özgürlüktür” demekle kastedilen, gerçekte kim olduğumuzun en keyifli anının ifade özgürlüğüdür. Diğer bir deyişle, her şeyle ve herkesle “BİR” olduğumuzu içimize sindirdiğimiz anın keyfidir bu. Dünyamızda acı ve dert olmasının ana nedeni, birbirimizi sevmeyi zor bulmamızdır. Bizlere birinin gerek olmaksızın sevilemeyeceği, koşulsuz sevginin hata olduğu ve herkesi sınırlama olmaksızın sevmenin yanlış olduğu her zaman anlatılmakta, hata telkin edilmekte değil midir?

Sevgi, önce bireyin kendisiyle barışık olmasıyla başlar. Çünkü insan; insan olarak kendisi için, insancıl gereklilikler ve gelişmeler yönünden bir şeyler üretememişse, kendisine iyi insan olma yolunda bir şeyler verememişse, kendisi ile barışık değil demektir. Kendisini sevmeyen bir insan başkasını sevmeyeceğine göre, kendisi için yapamadığı, üretemediğini, başkaları için üretip veremez. Böyle insanlar vermeyi bilemediklerinden hep almayı kazanç saydıklarından kendi ördükleri kozanın içinde toplumdan soyutlanarak sevgisizlik ve yalnızlık içinde yaşamını tamamlarlar.

Sevgiyi, insanın sevme gücü üretir. Bir başkasını sevmek, onunla ilgilenmeyi, onun varlığından kendinden sorumlu tutmayı içerir. Sevgi yüze gerçeklikte var olan sevme eylemidir. Sevmek, yaratıcı etkinliktir. Bir insana ilgi duymayı, onu tanımak istemeyi, onu anlamayı, doğrulamayı ve onun yanındayken sevinç duyabilmeyi doğurur. Sevmek, sevilen insanı ya da şeyi canlandırmak, ona duyulan arzuyu arttırmak anlamına gelir. Bu aynı zamanda, kişinin kendisine de canlandıran, yenileyen ve hareketlendiren bir süreçtir. Bu anlamda yaşama ilkesi olan sevgi, tüm insanların erdemliliğe doğru ilerlemelerini oluşturan, yaklaştırıcı ve anlamlı bir güdüdür. Sevgi insanı yumuşatır, yüreğini kabuklaşmalardan uzak tutar. Seven insanın özünde yalnız erdem, saygı ve iyilik çimlenir, gelişir. Bu anlamda sevgi, en yüce birleştirici ve bütünleştirici güçtür.

Genellikle sevginin oluşabilmesi için, bir etkileyene, bir etkilenene, bir de etkileyenle etkilenen arasındaki bağı meydana getirebilecek etkiye ihtiyaç vardır. İnsani sevgi, etkileyenle etkilenen arasında iletişim aracılığı ile meydana gelen, yaklaştırıcı, hayranlık uyandırıcı, yüceltici ve kişiye özveriye yöneltici en yüce histir. Düşünebilen varlıklarda, etkileme ve etkilenme bilinçli bir şekilde karşılıklı olabilmektedir. Düşünme yeteneği kısıtlı varlıklarda, etkilenme otomatik olarak cereyan eder, içgüdüseldir.

İnsanlarda sevgiyi belirgin hale getiren en etkileyici faktör kişinin kendi dışında veya derinliklerinde duyabileceği doğa, ahlak ve sanat aracılığıyla ortaya konabilecek güzellikler ile bu güzellikleri yansıtabilme yeteneğidir.

Sevginin hissedilebilmesinde, doğanın, sanat ve estetiğin rolleri çok büyüktür. Örneğin; doğadaki eşsiz güzellikler, uyum halindeki renklerden meydana gelmiş bir tablo, bir resim, kişideki sevgi potansiyeline hayranlık uyandırır. Sevginin ortaya çıkmasında musikinin de rolü büyüktür. En katı, en seviyesiz insanlar bile dinlemekte oldukları bestenin etkisinde kalabilmekte, kısa süreli dahi olsa, sevgi ile yüzyüze gelebilmektedir. Olgun insan kendini, kendi derinliklerindeki güzellikleri de sevebilir. Hatta o güzelliklere ulaşması ve onları sevmesi gerekir. Lakin bu, kişinin öz çıkarlarına düşkün olması, gerçek anlamda kendisini sevmesi anlamına gelmemelidir. Olumsuz dünya koşullarının ve bireylerin egoistçe yönelişlerinin yozlaştırabileceği insani düşüncelerin derinliklerinde, sevgi oluşturma hassası saklı kalmalıdır. Güzele yönelişler, insani düşüncede saklı bulunan sevgi oluşturma hassasını eyleme geçirmeli ve düşünce sahibinde değeri ile orantılı bir sevgi meydana getirmelidir.

En yüce sevgi, BÜTÜN’e karşı duyulan tarafsız sevgidir. Sevgiyi kişiselleştiren en olumsuz güç egoistliktir. Bu nedenle de sevgiye ters düşmektir. Değerce geri kalmış insanların sevgi gerçekleri, belirli şeylere karşı hissedilen kaça ve egoistlik içeren duygular halinde olan, daraltıcı sınırlar içerisindedir. Düşünceyi yoğunlaştıran ve insandaki sevgi oluşturma hassasını etkisiz hale getiren etkenlerin başında bencillik yer almaktadır. Kişinin düşünceleriyle bencil davranışlara yönelmesi onu sevgiden uzaklaştırmaktadır. Şu halde sevgi, var oluştan mevcut bulunan sevgiyi oluşturma hassasının, güzellikleri yüceltmemiş insanların sevgileri, aile fertleriyle, çıkarlarla ve kendi güzel buldukları şeylerle sınırlıdır. Bu gibi ilkel sevgiler egoistçe davranışlara açık olan sevgilerdir.

Bir insanın sevgi realitesi, kendi çabası ile oluşturabildiği evrensel insancıl değerler ile orantılı olarak yücelir. Bu yükseliş kaba maddeden ve egoistçe davranıştan arındırılış halinde kendini hissettiren bir yüceliştir. Sevgi realitesini ölçebilen insanlar bu işi yapabildikleri oranda olanaklara sahip olabilmekte, kötülük yapamaz, doğruluktan ayrılamaz hale gelmektedirler., bunun da sebebi iyilik ve doğruluğun sevginin gerçek yüzüyle ortaya çıkmasında en önemli rolleri oynamalarıdır. Kişi ve toplumlar ancak iyilik ve doğruluk ilkelerinin objektiflik içerisinde bir arada ele alınması sonucunda hakkaniyeti belirlerler. Şu halde, sevgide yücelebilmek için, güzellikleri görmeye, anlamaya ve hatta yaşamaya çalışmak hakça davranışlar içerisinde bulunabilmek, bunun için de iyi ve doğru olmak gerekir.

Düşüncelerin derinliklerinde sevme hassasını su yüzüne çıkarabilen ve onu düşünce ve eylemlerine katabilen kişiler sevmenin başarıda ne kadar önemli bir yer olduğunu anlamakta gecikmezler.

Toplumlarda eksik olan ve paylaşılamayan tek şey, ne yazık ki sevgidir. Sevgimizi tüm insanlarla paylaşalım. Paylaşmaktan korkmayalım. Eğer, gönülden veriyor, paylaşıyorsak, hiçbir zaman çok vermiş sayılmayız. Sevginin boşa harcandığından harcanacağından söz etmeyelim. Sunulan, verilen sevgi kesinlikle boşa gitmez. Sevelim, devamlı sevelim ancak o zaman mutlu oluruz.

Birbirimizi sevmenin, doğasını anlamaya çalışmanın, çağdaş bilime sarılmanın, evrensel arzu ve düşüncelerle bir araya gelmenin ve de bireysel sevgimizi evrensel sevgiye dönüştürmenin zamanıdır.

Yaşamaktan korkmayalım; çünkü bir insan için en feci şey bir kez yaşanabilecek olan bu hayatı boşuna miskinlik için de korkakça sevgisiz yaşamaktır. Yaşam sadece bir zaman dilimini geçirmek ya da harcamakta değildir. Yaşam, araştırmak, özgürce düşünmek ve her gün bir adım ileri atmaktır. Yaşam, tüm insanlar için EBEDİ MUTLULUK MABEDİ’ni kurmaya çalışmaktır.

Tüm insanları yücelten şey, hata ve eksiklerini büyük bir yüreklilikle açıklayabilmektir. Hata yapmaktan korkmayalım. İnsanlar arasında bozgunculuk ve düşman yaratan, kişi ve ulusları düşman yapan bağnazlığın ve cehaletin her türüne cesaretle savaş açalım.

Dogmalar, boş inançlar, bilgisizliğin ve cehaletin bir ürünü olduğu kadar sevgisizliğin de ürünüdür. Bunlar ortadan kalkmadıkça, kafalar çağdaş bilim ve bilgelikle süslenmedikçe ve hepsi yoğrulmadıkça insanlık asla mutlu olmayacaktır.

İyilik yapalım, iyilik insanların ahlak ilkesidir. Sevmek ve iyilik içtenlikle parolamız olmalı. Kendimizi sevelim, tüm insanları sevelim. Dil, din, ırk ve renk farkı gözetmeksizin sevgi ve iyiliğimizi karşılık beklemeksizin sunalım.

Birini sevmemiz için, sadece onun insan olması yeterli olmalıdır. Çocuklarımıza yaşam ve sevgiyi öğretelim. Ekonomik yaşam dışında, manevi bir dünyanın varlığını onlara gösterelim. Sevgiye zaman ayıralım ve onu başkaları ile paylaşalım. Çünkü, insan için yaşam sevgi demektir. Sevgi insanın doğasında var olduğu gibi sevgiyi yok edebilen düşünce, bir boş inanç, bilgisizlik ve bağnazlık, hepsinden fenası, bencillik de ne yazık ki insanın içindedir.

Neden hep mutsuz, neden hep sevgiden uzağız? Ve en önemlisi, neden sevmesini bilmiyoruz?

Sevmek, belki de karşılığında sevilmemek riskini de göze almaktır. İnsan, karşılık almak için değil, salt sevmek için sevmelidir. Aslında sevmek, umut etmekle birlikte aynı zamanda acı çekmek riskini de göze almaktır. Seveceğiz…Ama, belki de hiç sevilmeyeceğiz. Buna rağmen olgun insanlar olmak için bu riske girmeliyiz. Hiçbir riske girmeyen insan hiçbir şey yapamaz. Hiçbir şeyi olmayacaktır ve bir hiç olarak kalacaktır. Riski göze almayan kişi, belki bir dereceye kadar kendisini acılardan, mutsuzluklardan, baskılardan koruyabilir ama ilerisi için hamle yapamaz., gelişemez, değişemez, sevemez. O insan, önyargılarının ya da alışkanlıklarının zinciriyle sımsıkı bağlanmış çağdaş ve tutsaktır. İnsan olarak en büyük, en değerli özelliğini bireysel özgürlüğünü yitirmiştir. Çünkü, ancak riske girebilen insan özgürdür.

Sevgimizi saplantılardan kurtararak evrenselleştirelim. İşte bizi gerçek özgürlüğe ulaştıracak olan yol budur. Mutluluk, sevgiyi verebilme hazzını tatmaktır ve sevmeyi süreklilik içinde yaşayabilme sanatıdır. İnsan, ancak sevgisini yüceltebildiği kadar ve ona devamlılık kazandırabildiği oranda mutlu yaşayabilir.

Sevgide yücelme yolu, sevgiyi korku ve endişe gibi saplantılardan arındırmadadır. Sevgide tereddüt etmeyelim. Sevelim ve sevgimize teslim olalım. Sevgi bizi her şeyin amili doğrultusunda yüceltecek olandır.

Düşüncelerimize sevgi katalım. Sevgimiz eylemlerimize yansıyacak ve bizi başarıya ulaştıracaktır.

Sevgi… Hiçbir şeyi ayırt etmeksizin sevmek, sabrederek sevmek, severken saygı duymak, saygı duyarak sevmek… Birbirimizi sevelim. Candan sevgi, başkalarının gönlünde çiçek açtırır. Onları olumlu düşüncelere sevk eder.

Sevgi bizi her zaman cehalet zincirlerini kırmaya çağırır. Bizi herhangi bir soru sormaya çağırır. Bizi herhangi bir yanıt aramaya çağırır. Herhangi bir sözü söylemeye çağırır. Herhangi bir düşünceyi paylaştırmaya çağırır. Bizi her zaman kendi gerçeğimizi algılamaya ve yaşamaya çağırır.

Sevgi, ölçülebilir bir şey değildir. Sevgi ya vardır, ya yoktur.

Sevgide elde etmek için yapılacak tek şey sevgi dolu olarak yaşamaktır. Sevgi en güçlü köprüleri kurar. Bütün yaraları iyileştirir. Sevinç ve mutluluk getirir. Öyleyse sevelim ve sevgimiz daim olsun…

Sadece sevmek için sevelim, çünkü dünyayı döndüren sevgidir. Sevgi kavramında sabır, hoşgörü, paylaşım ve sorumluluk vardır.

Sevgi dolu bir yazarın dediği gibi; “sevmesini bilmeyen, sevgiden yoksun insan, kendi yüreğini kemiren bir yamyam gibidir” diyor.

İnsanları ve doğayı aşkla sevenler için cennet, yaşamın ta kendisidir.


Yorumlar - Yorum Yaz
ULAŞIM
 Otobüs Seferleri Metro Seferleri
 İzban Seferleri
 VAPUR SEFERLERİ
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Günlük Burçlar

Günlük Burç Falınız


Saat
Takvim
Sayı 2 Sayfa 1
Mayıs Sayısı Sayfa 1
Yıldırım İnşaat

 

 

Elal Ajans
   
Küçük Avcı