• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Siyah Kurdele                                      
Üyelik Girişi
Facebook - Twitter
 Instagram
Kategori ve Sayfalar
Namaz Vakitleri
Küçük Avcı

Yıldırım İnşaat
Elal Ajans
 
Reklam Alanları

Faydalı Linkler
Günün Sözü
Tarihte Bugün

Tarihte Bugün v.7.0
Site Haritası
sanalbasin.com üyesidir
Çileleri Devam Edecek

İsmail Saymaz nasıl bir inşaat ve tersane işçisinin düşerek ölmesi ihtimali işine dahilse gazetecilik açısından da tutuklanma riskinin güncel olduğunu ve önümüzdeki günlerde tutuklanan gazeteci sayısının artacağını söyledi.

Can Yücel sokakta bulunan Filika Cafe’de geleneksel olarak gerçekleşen Perşembe söyleşilerinde konuşan Saymaz daha sonra hayranlarına kitaplarını imzaladı.

Yaptığı konuşmada tarih boyunca gazetecilerin yazdıkları yazılar nedeniyle yargılanageldiklerini örneklerle anlatan İsmail Saymaz, buraya gelmeden evvel Çağlayan adliyesinde Can Dürdar’ın 17-25 Aralık yolsuzluğu ile ile ilgili yazdığı iki yazıdan dolayı yargılandığı duruşmayı izlediğini belirterek konuşmasına başladı. Gazeteci İsmail Saymaz “Yaklaşık yedi yıldır anladımki biz polis fezlekeleriyle sınanıyormuşuz. Gazetecilikte ısrar edenlerin Türkiye’deki hayatlarındaki durak noktalarından biri orasıymış. Nasıl bir inşaat işçisinin düşerek ölmesi işine dahilse, gazetecilerin de hakim karşısına çıkma ihtimali o kadar güncel.” İfadelerini kullandı.

Mehmet Baransu’nun yapmış olduğu Balyoz isimli haberde kaybolan evraktan sorumlu tutularak tutuklanmasının aynı ölçüde geçmiş dönemi andıran bir uygulama olduğunu, keza Samanyolu yayın yönetmeninin bir dizi repliğinden tutuklanması maalesef bu dönemin baskı ikliminin kapısını açan unsurlardan biri olarak değerlendirdiğini anlatan Saymaz, “Eninde sonunda süreç geldi Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün tutuklanmasına. Belki onlardan sonra başka gazetecilerin tutuklanacağı yeni bir iklime bize getirdi” diye konuştu.  Can Dündar ve Erdem Gül’ün devletin suça karışamayacağını, suç örgütüne dönüşemeyeceğinin  ilanını yaptıklarını ve o haberleriyle toplumu aydınlattıklarını anlatan Saymaz, “İktidarı elinde tutanlar, otorite sahipleri gazetecileri yine darbeci, yine terörist, yine casus olduğunu, ellerindeki güçlü enformasyon araçlarıyla topluma anlatabiliyorlar. Zaten tv yi açtığınızda ilk 40 kanalın 30’u bu görüşte. Bayiye gittiğinizde askıdaki 20 gazetenin 15’i bu görüşte. Bunların tamamı gazetecilik faaliyetinin casusluk olduğuna buna inanmış ve topluma bunu ikna etmekle meşguller. Anladığımız kadarıyla Can Dündar ve Erdem Gül’ün çilesi bir müddet daha devam edecek. Yazılarından bunu anlıyoruz. Sadece onların başından geçen bir hikaye değildir bu. Bunu önceleyen ta mayıs ayından bu yana cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla insanların tutuklandığı günlerden biz bunu anlamalıydık zaten. Biz o günlerde dur diyebilmeliydik, maalesef o günlerden bu günlerde parantez açılmış ve parantezin dolduruyorlar. Parantez kapanmış değil. Ancak bir mahkeme salonunu doldurabilecek olan gücümüz sayımız bir süre daha böyle gidecek. Bir ihtimal bu sayı artacak. Buna hazır olmak gerekir. Gazetecilik bir inşaat ve tersane işçisinin ölme payında olduğu üzere gazetecilik açısından da tutuklanma riski günceldir” ifadelerini kullandı.

İstisnaların da olduğunu, bugün kendisi hakkında çıkan bir kararı paylaşmak istediğini anlatan İsmail Saymaz şunları söyledi:  “Bana oğlum İsmail diyerek başlayan şerefsiz ifadesini kullanan valiyi ben bugün mahkum ettirdim. Yaptığı itiraz Yargıtay 4, hukuk dairesinden reddedildi ve kendisinden tazminat almaya hak kazandım.  Bu istisnaydı. Bu hakimlerin başına bir şey gelmez umarım. Gazetecileri kendi kalem memuru, kolluğu zanneden hakim savcıların, kendi personeli zanneden askerin,polisin ve istihbaratçının, kamu görevlisinin kendi odacısı görme dönemine bir son verme kararıdır. Yaşam hakkına ilişkin haberler kamu görevlilerinin parmağına maruz kalmayacağı bir dönem. Bende şaşkınım.  Ama bu dediğim gibi bir istisna. Otoriter, daha keskin bir döneme adım atmış durumdayız. Bu otoriter dönem kendisini  yakın dönemde tanık olduğumuz üzere toplumda güvenlik algısı ve kaygısı yaratarak   beslenmekte. Ben yoksam sizi teröristler öldürecek, patlamada öleceksiniz, eğer ben yoksam size huzur yok cümleleriyle kendi ömrünü uzatmakla meşguldür. Gazeteciler de tırnak içinde birer terörist olarak toplumun önüne atılacaklar.  Biz bununla ilk kez karşılaşmıyoruz. Gazetecilerin çilesi bugüne ve düne mahsus değil, daha geçmiş. İktidara karşı görüşler belirttiğimiz için her zaman hedefteyiz hedef olmaya devam edeceğiz. 110 yıl önce örnekleri gibi bugün yine aynı baskıyla karşı karşıyayız. Önümüzdeki süreç zor. Ama hayat bize demokrasi için mücadele etmekten, düşünce ve özgürlük için mücadele etmekten bu uğurda riskleri de göze almaktan başka seçenek bırakmıyor.”

 

  
441 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
ULAŞIM
 Otobüs Seferleri Metro Seferleri
 İzban Seferleri
 VAPUR SEFERLERİ
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.134832.2635
Euro34.937735.0777
Hava Durumu
Günlük Burçlar

Günlük Burç Falınız


Saat
Takvim
Sayı 2 Sayfa 1
Mayıs Sayısı Sayfa 1
Yıldırım İnşaat

 

 

Elal Ajans
   
Küçük Avcı