• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Siyah Kurdele                                      
Üyelik Girişi
Facebook - Twitter
 Instagram
Kategori ve Sayfalar
Namaz Vakitleri
Küçük Avcı

Yıldırım İnşaat
Elal Ajans
 
Reklam Alanları

Faydalı Linkler
Günün Sözü
Tarihte Bugün

Tarihte Bugün v.7.0
Site Haritası
sanalbasin.com üyesidir

Günden güne artan şiddet görüntüleri konusunun psikolojik boyutundan başka bir tez ileri süren EÜ Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağatay Üstün, asıl sorunun etik açmazlarla ilişkilendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Medyada ve sosyal çevrede tedirginlikle izlenen şiddet ve kavga sahnelerinin aslında etik açmazların içine düşmüş insanlığın nasıl kötü bir sonla karşılaşacağını özetlediğini söyleyen Doç. Dr. Çağatay Üstün, “Çare bulmakta zorlanıyoruz. Çünkü etik değerlerin kaybolması ışığın yok oluşu gibi çevremizi karartıyor ve artık hiçbir şeyi birbirinden ayırt edemez hale geliyoruz. Bu tehlikeyi algılarken, bulmak istediğimiz çözüm yolu etik açmazlara bir çare bulunmasıdır. Bunu yapamayan bireylerin kabalaşması, hırçınlaşması ve şiddete yönelmesi kabul etmemiz gereken bir sonuç. Oluşan bu durumu sadece psikoloji ile ilişkilendirmek hatalıdır. Psikolojik boyut belki bu sorunun bir bölümünü kapsamaktadır ancak sorunun ta kendisi değildir” dedi.
 ETİK YÜZLEŞMEYİ GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ
Doç. Dr. Çağatay Üstün etik açmazlara dikkat çektiği açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tüm dünya ülkelerinde sıklıkla yaşanmaya başlanan şiddet sahnelerine şaşırmamak gerekiyor. Artık olumlu modellerin örnek alındığı dönem bitmiştir. Aydınlanma çağından sonra ortaya çıkan en önemli gelişme olarak kabul ettiğimiz sanayi devrimi ile insanlık başka bir düzleme doğru geçiş yaparak, insanı insan yapan özellik ve sıfatların yok oluşuna biraz daha hız kazandırmıştır. Bireyler için iyi, doğru ve güzeli algılama dönemi sona ermiştir. Yüz yüze bakışmanın ve diyaloglaşmanın ikinci plana itilmeye başlamasıyla birlikte insan temel iletişim becerilerini kaybetmiştir. Kitle iletişim araçlarındaki yoğun ilerleme amacı dışına saptırılmış, sadece haberleşmek ya da hal hatır sormak için kullanılması gereken enstrümanlar insanları kandırmak, oyalamak, emeksiz para kazanmak, hatta zarar vermek için kullanılmaktadır. Bu hazin tablodan etkilenmeyen ve bir şeyler yapılması için çabalamayan insanları gördükçe ne kadar büyük bir kaosa sürüklenildiğini fark ediyoruz. Her zaman belirttiğim gibi aktardığımız bu sıkıntılar için etik yüzleşmeyi gerçekleştiremediğimiz sürece düze çıkmak mümkün olamayacaktır. Biyoetiksel ilkelerin yerle bir edildiği, hak ve özgürlük konusunun tek yanlı algılanarak içinin boşaltıldığı bir ortamda bireylerin şiddete başvurmaları ve kendi nesline ve çevreye zarar vermeleri kaçınılmazdır. Düşünebiliyor musunuz her gün binlerce internet kanalı üzerinden kanlı şiddet ve insanlık dışı görüntüler ile hayvanlara yapılan eziyet görüntüleri paylaşılıyor. Bunu seyreden insanların nasıl bir duygulanım içinde olabileceğini düşünüyoruz? Herhangi bir canlıya zarar vermenin mubah olduğunu fark eden zihinler, bunu bir başka canlı üzerinde denemekten çekinmiyor. Çünkü o görüntülerde zarar vermemek üzerine kurulu etik bir ilke ortadan kalkmış, etik açmazlar ortaya çıkmıştır. İlkelerden uzaklaşan bireyler ise başıboş ve sorumluluk duygusundan soyutlanmış bir hale geldiklerinde ister istemez hoşgörüden uzaklaşmakta ve saldırganlık eğilimleri sergilemeye başlamaktadırlar. Ülke yöneticilerinin, önemli mevki sahibi kişilerin de bu konuda özensiz davranmaları elbette ki örnek model şablonunun değişmesine neden olmaktadır. Zihinlerin bu şekilde bulanıklaşması tehlikelidir. Bir tür intihardır aslında etiğin sosyal doku içindeki yerini inkar etmek. Şiddetin, kötü tavır ve tutumların artışı insanın düşünce dünyasını ve düşünce bütünlüğünü bozmak üzeredir. İnsan insan olmaktan hızla uzaklaşmaktadır. Kim ne derse desin, bu konuda önlemler alınmasının aciliyeti ortadadır. Ancak bunların sadece hukuki önlemler ile sınırlı kalması beklenen faydayı sağlamaktan uzaktır.”
 HERŞEYE RAĞMEN ETİK

Etik duyarlılık ve farkındalık kültürü oluşturabilmek için yola çıkma vaktinin geldiğini dile getiren Doç. Dr. Üstün, “Bu anlamda herkesin kendi üzerine düşen görevi yapması gerektiğini tekrarlarken, ‘Her şeye Rağmen Etik’ olarak isimlendiğimiz projenin de önemine yeniden dikkatleri çekmek istiyorum. Toplumun pek çok kesimine talep edildiği sürece ulaşmayı ve bu duyarlılık ve bilinci oluşturmak için bilgi aktarımında bulunacak bu proje etik dışılıklara artık dur diyebilmeyi hedeflemektedir. Bilinçlenmemiş, doğru bilgilendirilmemiş, düşünmesi sağlanmamış toplumların kolayca manüple edilebileceğini ve şiddetin, istenmeyen görüntülerin içine daha kolay çekilebileceğini unutmamalıyız” dedi.

(Ege Ajans)



487 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
ULAŞIM
 Otobüs Seferleri Metro Seferleri
 İzban Seferleri
 VAPUR SEFERLERİ
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Hava Durumu
Günlük Burçlar

Günlük Burç Falınız


Saat
Takvim
Sayı 2 Sayfa 1
Mayıs Sayısı Sayfa 1
Yıldırım İnşaat

 

 

Elal Ajans
   
Küçük Avcı