Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İduğ Aile işletmeleri için anayasa uyarısında bulundu.

İduğ’dan işletmelere aile anayasası uyarısı

Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Aile İşletmeleri ve Girişimcilik Semineri’nde konuşan İduğ, şirketlerin ayakta kalması ve daha uzun ömürlü olması için mutlaka aile anayasasına ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ufuk Tutan yönetiminde Türk Aile İşletmeleri Derneği(TAİDER)’in katkılarıyla Yaşar Üniversitesi konferans salonunda yapılan seminere İstanbul Kültür Kolejleri ve Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Dr. Bahar Akıngüç Güner, Avukat Banu Vardar Tosunoğlu, Norm Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Uysal ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Aile işletmelerin hakkında önemli açıklamalarda bulunan Ege Otomotiv Derneği(EGOD) Başkanı Mustafa İduğ, işletmelerin bir aile anayasasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Türkiye'de çoğu aile işletmesinin önümüzdeki 10-15 yıl içinde sonraki nesile devretme sürecine gireceğini anımsatan İduğ, “Gelişmiş ekonomilerde bir işletme 5. yılını doldurduktan sonra evvela "aile anayasalarını" daha sonra da bu anayasalara "sonraki nesile yönetim ve yetki devri planlarını" hazırlıyor. Türk aile şirketlerinin ikinci nesile ve üçüncü nesile geçiş oranları diğer gelişmiş ekonomilere kıyasla çok düşük seviyededir. Özellikle, ikinci nesile geçiş sürecinde kan bağı olmayan aile üyelerinin, diğer deyişle gelin ve damatların aile şirketlerinin yok olmasına, dağılmasına ya da parçalanmasına neden olduğu çeşitli araştırmalarda saptanmıştır. İşletmelerin, özellikle aile işletmelerinin gelin ve damat müdahalelerinden dolayı sıkıntı yaşadığına bizzat tanıdık oldum. Ortakların ya da kardeşlerin eşlerinin birbirleri ile rekabeti işletmelerin gücünü azaltması sebebiyle işletme ömürlerinin kısalması ve ve şirketlerin büyümesini imkansız hale getiriyor. Birçok arkadaşım bu sebeplerden dolayı işletmelerini kaybetmiştir. Gelinler ve damatlar arasındaki rekabet sonucu Türkiye'de gelecek vadeden birçok aile işletmesi küçülmüş, dağılmış ve parçalanmıştır. Bu nedenle, aile işletmesi daha yeniyken ve aile üyeleri henüz gençken hazırlanacak bir aile anayasası ve bu anayasaya gelinler ve damatlarla ilgili konulacak belirli kurallarla aile işletmelerinin ömürlerinin uzaması ve gelişmiş ülkelerdeki aile işletmelerinin ömür seviyelerine ulaşılması kolayca sağlanabilir” diye konuştu.

Üst akıl gerek 

İşletmelerin ömrünü uzatması için işletme sahibinin bir üst bir akla buluşması ihtiyacı olduğunun altını çizen İduğ, “İşletmelere bir üst akıl lazım arkadaşlar. Ortak akıl demiyorum. Artık işletme o kadar şişmanlamış o kadar büyümüş ki artık o beyinler o işletmeye uygun değil. İşte o zaman da akademik kadro 4 yıl fakültede profesörlük yapıyorsa, 1 yıl o işletmede profesörlük yapacak. Çünkü Türkiye’deki birçok akademisyenin projesi raflarda saklı kalıyor. Onunla beraber ölüp gidiyor” dedi.

Üç kuşak bir arada

İşletmelerde kuşaklar arası teslim sürecinin zorluklarına değinen Norm Cıvata Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Uysal’da, “Ben girişimci ve pazarlama gücümü kullanarak babamdan devraldığım işi geliştirerek devam ettim. Biz işletmemizde üç kuşak birden çalışıyoruz. Babam, ben ve oğlum. Bu nokta da çalışmanın keyifli olduğunu açıkça söyleyebilirim. Kuşaklar arası farklar olsa da bir aile işletmesi olduğu için aile ve işletmeyi birbirinden ayırmak önemli” diyerek işletme sorunları olduğunda aile içinde bu konuların tartışılmaması gerektiğini vurguladı.

Heyecan aşılanmalı  

Aile işletmelerinde bir sonraki kuşağa önceden heyecan aşılanması gerektiğini belirten Seminere İstanbul Kültür Kolejleri ve Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Dr. Bahar Akıngüç Güner ise, “Aile sofrasını düşünün baba gelmiş yorgun annede yorgun. Aile sofrasında birbirine aile işletmesindeki sorunlar bahsedilirse çocuk ikinci kuşak orada çalışmak istemez. Dolayısıyla onun güzel tarafları anlatılmalı işin doyum ve tatmin üretim yapma gibi konularda anlatılabilir” diyerek kuşaklar arası geçişin önemine dikkat çekti.

Yorumlar