Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) Gençlik Araştırmaları ve Politikalar Departmanı ile İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ekrem Düzen tarafından TOG gönüllüsü üniversite öğrencileri üzerinde araştırma yapıldıToplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) Gençlik Araştırmaları ve Politikalar Departmanı ile İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ekrem Düzen tarafından TOG gönüllüsü üniversite öğrencileri üzerinde yapılan araştırma, Türkiye’de sivil toplum alanında gençlerin gönüllülük motivasyonları ve sivil hayata katılımın bu gençler üzerindeki etkisi konusunda önemli veriler sunuyor.İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ekrem Düzen yürütücülüğünde, TOG Gençlik Araştırmaları ve Politikalar Departman Yöneticisi Başak Tuğsavul ve Departman Koordinatörü Şebnem Keniş koordinasyonunda gerçekleştirilen “Toplum Gönüllüsü Gençlerin Profili Araştırması”nda, TOG örneklemi üzerinden Türkiye'de sivil toplum alanındaki gençlerin, 8 ana başlık ve 45 alt başlık altında, bireysel ve sosyal özelliklerini incelendi. Araştırma, gençlerin gönüllülük motivasyonlarına dair fikir edinmek ve gençlerin sivil hayata katılımının etkilerini kavramak için önemli değerlendirmeler sunuyor. Türkiye’nin tüm coğrafi bölgelerine dengeli yayılmış şekilde 77 ildeki üniversitelerin TOG örgütlenmelerinde faaliyet gösteren 2 bin 165 Toplum Gönüllüsü gencin katıldığı araştırmanın sonuçları dikkat çekici. Hangi gençler? Kendilerinde bir potansiyel olduğunu sezen ancak bu potansiyelin ne olduğunu henüz dile getiremeyen gençlerin “Bir şeyler yapmak” ihtiyacı içinde sivil toplum kuruluşlarına yöneldiğini belirten Dr. Ekrem Düzen, “TOG’la tanışan gençler farklı dil, kimlik, inanç, siyasi görüş, ideolojik duruş, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim, yaşam biçimi, gelecek kurgusu ve beklentilere sahip olan akranlarının kendilerine çok benzer kişisel ve sosyal donanımlara sahip olduğunu keşfediyor. Diğerlerinin de kendileri gibi sosyal olarak sıradan, ayrıcalıksız, ekonomik olarak ortada, hatta ortanın da altında çevrelerden geldiğini görüyor” dedi. Akran zorbalığı değil akran dayanışması Bu gençlerin ailelerinden veya ülkenin kurumsal kaynaklarından destek beklemediklerini hatırlatan Düzen, “Sıradanlığı aşmayı, başarıya ulaşmayı, nitelikli olmayı kendilerinden bekliyorlar ve bu beklenti akran dayanışmasından besleniyor” diyerek TOG içinde yer alan gençlerin 4-5 yıla kadar uzayan süreçlerde faaliyetlerine devam ettiklerini aktardı. TOG’la tanışan gençlerin TOG’da kalmasını sağlayan başlıca nedenin, ‘bir şeyler’ yapma motivasyonunun ‘işe yarama’ duygusuna dönüşmesi olduğunu ifade eden Düzen, “Bu dönüşüm, TOG bünyesinde çalışmalara ve eğitimlere katılmakla başlıyor, görev ve sorumluluk almakla devam ediyor. Bu süreçte gençler kendi potansiyellerinin ne olduğunu hem yaptıkları işlerin hem de edindikleri sosyal çevrenin aynasında görme olanağı buluyor” değerlendirmesinde bulundu. Siyasi partiler sivil toplum kuruluşlarına alternatif değil Gençler için sivil toplum örgütlerinin siyasi katılımın bir alternatifi olarak görülmediğini dile getiren Dr. Ekrem Düzen, “Siyasi parti üyeliği düşük oranlarda seyrediyor ve üyelik isteği zayıf. Gençler siyasi partilere güven duymuyor, kendilerine uygun parti bulamıyor veya siyasi partilere zaman ayırmak istemiyorlar. Yani gençler, siyasi parti faaliyetlerinin sıradanlığı aşıp nitelikli olmaya hizmet etmeyeceğini düşünüyorlar” dedi. Buna karşılık her 5 TOGludan 4’ünün ya başka bir sivil toplum kuruluşuna daha üye olduğunu veya olmak istediğini belirten Düzen, gençlerin gönüllü olarak yürüttükleri projeler aracılığıyla toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamalarının teşvik edilmesi ve bu yolla toplumsal hayata katılımlarının artırılması gerektiğini söyledi. Araştırma sonuçları
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |