Araştırmacılar kozak’ta bulunan Granit Taş Ocaklarının ağaç ve bitki örtüsünde gaz alış verişi yapmasını ve solunum ve fotosentezi oluşturduğuna dikkat çekerek Kozak’a büyük zarar verdiğini ifade ediyorlar.Değişik Üniversiteliden Kozak yaylasında gelerek incelemelerde bulunan bilim adamaları verimli Çam Fıstığı ağaçlarının verim kaybına sebep olarak bölgede faaliyet gösteren taş ocaklarının etken olabileceğini ifade ediyorlar. Taş ocaklarının da çevresel bir felakete neden olduğunu, savunan uzmanlar sayıları her geçen gün artan Granit Taş Ocaklarının başta fıstık çamı olmak üzere büyük zarar verdiğini ifade ediyorlar. Diğer yandan bölge ekonomisine katkı sağladıklarından dolayı denetimsiz bir şekilde faaliyetlerine yıllardır göz yumulan Granit Taş Ocağı işletmelerin ise doğada yarattığı tahribatın her geçen gün arttığı ve ortaya çıkan tehdidin doğa ve insan sağlığına etkide ürkütücü boyutlara ulaştığı ifade ediliyor.
Kozak dağlarında deniz misali görünüm yaratan milyonlarca fıstık çamının ulunduğu ormanları yıllarca tahrip eden Granit Taş ocaklarının Kozak'ı da adeta yok ettiği, yalın kayaların ortaya çıktığı ve Kozak'ta yabani hayvanların yaşam alanları olan barınakların bile gün geçtikce daralırken insanları da astım ve akciğer hastalıklarının tehdidiyle karşı karşıya bıraktığı ifade ediliyor. Bergama Kozak'ta ki taş ocakları aralıksız çalışmalarını yürütürken, ülke genelinde ki taş ocaklarında çevresinde tehdit ettiği vurgulanıyor.Tarım alanlarını, yerleşim birimlerini, su kaynaklarını, tarihi eserleri, ormanlarımızın, jeolojik yapısını bozdukları gibi yaban yaşamın günden güne tahrip olduğu ifade ediliyor. Özelikle Bergama Kozak Bölgesinin söz konusu Taş Ocaklarından dolayı Karayolları, turizm gibi birçok alanda zararlı etkisinin yanında topografyanın bozulmasına neden olduğu ve EREZYON sinyal verdiği, çevreye verdiği kirliliğin ise etkileri ise şu şekilde açıklanıyor. Nesli tükenmekte olan endemik bitkilerin yok olması, Hava Kirliliği, Görsel Kirlilik, Gürültü Kirliliği, Toprak Kirliliği, Artık Kirliliği, ve yer altı sularının yok olması. Taşların Yerinden Alınması Su Kaynaklarını Aşağıya Çekiyor Uzmanlar, Taş ocaklarından taş çıkarmak için dinamit kullanıldığını, bu patlama’nın çevreye 3,6 şiddetinde deprem etkisi yaptığını hatırlatarak Patlama sonucu ortaya çıkan ve kireç içeren kristalize toz’un su kaynaklarının kirlenmesine hatta yok olmasına sebep olduğunu ifade ediyorlar. Yapılan bilimsel hesaplara göre de her bir taş ocağı bir su kaynağını kurutmakta. Çevreye saçılan bu kireçli toz, suyumuzu tehdit etmesi dışında toprağa da nüfuz etmekte ve uzun yıllar toprakta birikerek bitkilerin topraktan mineral almasını engellemekte ve toprak kirliliğine neden olmakta.Bitki örtüsü ve değerli topraklarımız kaybolmakta. Kozak'ta ki taş ocakları devamlılık göstermesi sonucunda yöre insanlarının toz epilasyonlarına mağruz kalıp astım ve tedavisi imkânsız akciğer problemleri ile karşı karşıya kalabilecekleri ifade ediliyor. İşte Taş Ocaklarının Olumsuzlukları Yüzeysel olarak sürekli tıraşlanan taş ocağının bulunduğu alanda tepeliklerden malzemeler çıkarıldığından yer yüzü şekilleri bozulmakta bir tarafı yenmiş gibi duran yarım tepelikler ve çukurluklar oluşmaktadır. Taş ocaklarının bulunduğu alanda çevreye verdiği en büyük zarar ocaktan çıkan toz ve dumandır. Çıkan bu tozlar çevredeki bitki örtüsünün üzerini beyaz bir tabaka şeklinde örtmektedir. Bitkilerin yüzeyinin bu toz tabakasıyla kaplanması sonucunda yapraklar yüzeyinde bulunan stoma açıklıkları kapanmakta, bu da bitkinin gaz alış verişi yapmasını, solunum ve fotosentezi azaltmaktadır. Stomaların kapanması terlemeyi de azaltacağından bitkinin topraktan su alması güçleşmektedir. Yaprak yüzeyindeki toz tabakası klorofilleri maskeleyerek güneşten istifadeyi azaltmaktadır. Yeterli ışık olmayan yaprakta zamanla klorofil sentezi de engellenir ve yapraklar sararır. Bu sürecin devam etmesiyle bitkinin büyüme hızı ve gelişmesi yavaşlamaktadır. (Tahsin Tuna) |
635 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |