1. Uluslararası Spor Ekonomisi ve Yönetimi Kongresi’nde düzenlenen bir oturumda taraftarların takımların borsadaki hisselerine duygusal nedenlerle de tepki verdikleri ifade edildi. Oturumun başkanlığını yapan Prof . Dr. Şükrü Kızılot, spor etkinliklerinin sporun birincil görevi olduğunu ikincil görevinin ise ekonomik kazanç sağlamak olduğunu ve bu kazancın spor etkinliklerinde satılan yiyecek içeceklerden spor kanalı satışına kadar uzandığını söyledi. “Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi Ticaret A.Ş.’de Bir Uygulama “ adlı çalışmayı sunan Harun Gümüş, Fenerbahçe’nin 13 Haziran 2011 tarihine kadar borsadaki hisselerinin çok yüksek olduğunu, ancak çıkan yolsuzluk iddiaları nedeniyle ivme kaybettiğini belirtti. Harun Gümüş, bir takımın kazandığı müsabakalar sonrasında borsa hisselerinde büyük artışlar olduğunu, ancak kaybedilen her maçtan sonra kulübün hisselerini borsada kaybettiğini belirtti. Bu durumun sadece Beşiktaş için geçerli olmadığını, Beşiktaş taraftarlarının maç kaybedilse de takımlarının borsa hisselerine talebinin aynı yoğunlukta olduğunu söyledi. Geri de kalan üç büyük takım ve diğer spor kulübü taraftarları için “duygusal borsacı” tanımlamasını kullanan Gümüş, sözlerini spor kulübünün transfer ücretleri ve taraftar gelirlerinden olduğunu söyledi. Spor organizasyonlarının risk yönetimi açısından değerlendirilmesi konusunu seyircilerle paylaşan Yasemin Gök, spor kulüplerinin risk hakkındaki bilgisizliğinden ve bu konuyu ne kadar göz ardı ettiklerinden bahsetti.
|