İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu Sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’nin yeni dönem çalışmaları öncesinde tarım üreticilerinin taleplerini dile getiren bir basın açıklaması yaptı.Türkiye tarımının, tarımla uğraşan çiftçilerin ve tüketicilerin birçok sorunu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kaymakçı, tarımda uygulanan politikaların milyonlarca köylüyü, insanı topraksızlaştırdığını, yoksullaştırdığını ve çevreyi yok ettiğini ifade etti. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı çözüm olarak ise şunları söyledi: Toprak Reformu
Türkiye’de, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere çiftçilik yapmak isteyen topraksız ya da az topraklı çiftçilerin toprak reformu aracılığı ile yeterince topraklandırılması zorunludur. Toprak reformu, değişik etmenlere (toprağın kalitesi, ürün çeşidi, pazarın yapısı gibi) bağlı olarak, aile temelinden kolektif mülkiyete dek uzanan farklı yapılar altında örgütlenebilir İşletme Büyüklüğü ve Örgütlenme Türkiye’de, küçük ve orta ölçekli işletmeler, tarımsal işletmelerin hala büyük bir çoğunluğunu oluşturuyorlar. Aslında bu durum yurdumuz için şanstır. Çünkü dev işletmelerde yapılan endüstriyel tarımda ortaya çıkan olumsuzluklara karşı en uygun model, genellikle küçük ve orta ölçekli çiftçi/köylü modelidir. Bu işletmelerde toplam etmen verimliliğin, büyük işletmelerden daha yüksek olduğu bilinmektedir. Tarımsal nüfusu istihdam ettikleri için toplumsal yanı olan bu işletmeler, tarımsal kooperatiflerde örgütlenmek zorunda.Tarımsal Kooperatifler, üretim için girdi ve ara malları sağlama ile ürünlerin işlenmesi(ortak makine parkları, kaba ve yoğun yem üretimi, ortak sağım hane, soğuk zincirin sağlanması) ve pazarlaması yanında kolektif üretim yapan kooperatifler şeklinde olabilir. Tarımsal Ar-Ge ve Eğitimin Düzenlenmesi Tarımsal Ar-Ge etkinlikleri ve eğitim, genellikle endüstriyel tarım ve büyük tarımsal işletmelerin gereksinimlerine göre şekillendirilmiştir. Bu durum, ülkemizde de girdiler temelinde dışa bağımlılığı besleyen önemli bir etmen olmuştur. Bütün bu olumsuzluklar dikkate alınarak, küçük ve orta ölçekli işletmeler için düşük endüstriyel girdiye dayalı sürdürülebilir tarım, organik tarım ve permakültür tarımın gereksinimlerine uygun Ar-Ge etkinlikleri ve eğitim hizmetleri düzenlenmelidir. Gıda Egemenliğinin Korunması Türkiye’nin gıda egemenliği, ulusal gıda pazarının adil olmayan dış ticaretten korunması, çiftçilerin genetik, toprak ve su gibi kaynaklar üzerinde haklarının tekelci şirketlere karşı korunması gibi önlemlerle sağlanmalıdır. Bunun sağlanması da, ekonominin diğer dallarında olduğu gibi kamunun denetimiyle olasıdır. Bu bağlamda uluslararası finans kuruluşlarının müdahalesi önlenmeli, iç pazara sermaye giriş ve çıkışları denetlenmelidir. Türkiye’de tarım piyasası ve politikaları,Dünya Bankası, IMF, Dünya Ticaret Örgütü gibi finans örgütleri aracılığıyla,ABD/AB gibi merkez ülkelerin denetimindedir. Bu ülkelerin denetimine karşı önlemler geliştirilme yaşamsal bir zorunluluktur. Diğer yandan, işlenmemiş ya da işlenmiş tarım ürünlerine konacak gümrük fonlarının iç pazarı koruyacak şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir. Bölgesel Anlaşmalar Yapma Türkiye’nin merkez ülkeler ve onların denetimindeki örgütler yerine, en azından onlar yanında benzer sorunları paylaşan çevre ülkeleri ve komşuları ile sosyal, siyasal ve ekonomik anlaşmalar yapması yararlı bir seçenek olarak düşünülmelidir. Bu bağlamda,Türkiye tarımsal Ar-Ge, eğitim ve tarım ürünleri ticareti temelinde de anlaşmalar yapmalıdır. ÖZET ve BİR ÖNERİ Tarımda ortaya çıkan olumsuz ortamın ortaya çıkmasında, tarımla ilgili etkinlik gösteren örgütlerin de önemli sorumlulukları olmuştur. Bunu görmezlikten gelemeyiz. Çok sayıda, ancak güçsüz örgütlere sahibiz, bir araya gelerek ortak mücadelede de yetersizliklerimiz söz konusudur. Tarım politikalarına katkı koyamıyoruz ve politikayı yönlendiremiyoruz. Kısaca güçlü ve ses getiren örgütlenmemiz yeterince yok. Bu nedenle birlikleri, kooperatifleri, meslek odalarını, dernekleri bir araya getirecek bir üst çatıya gereksinme var. Bu çatı örgütünün adının ‘tarım ve çiftçi örgütleri güçbirliği platformu’ olmasını öneriyoruz.” |
579 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |