• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Siyah Kurdele                                      
Üyelik Girişi
Facebook - Twitter
 Instagram
Kategori ve Sayfalar
Namaz Vakitleri
Küçük Avcı

Yıldırım İnşaat
Elal Ajans
 
Reklam Alanları

Faydalı Linkler
Günün Sözü
Tarihte Bugün

Tarihte Bugün v.7.0
Site Haritası
sanalbasin.com üyesidir

Özgüven, her hükümetin en temel görevinin toplumunu huzuru kavuşturmak, onları mutlu etmek ve sağlıklı bir yaşam biçimiyle örgütlemek olduğunu söyledi.

Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) ve Diyarbakır Su Kanalizasyon İdaresi’nin (DİSKİ) ortaklaşa düzenlediği “Başka Bir Su Politikası İçin Kapasite Geliştirme Atölyesi”nin ilki Van’da başladı. Toplantıda konuşan Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, “Bejingir su kaynağının boşa akan bölümünün bize tahsis edilmesi için merkezi hükümete başvurmamıza rağmen, sürekli raporumuz bölge müdürlüğü, genel müdürlük ve diğer kurumlar arasında top gibi dolaştırılıyor. Ankara’da yaşayan bir vatandaş Van’daki 500 bin insanın kaderini belirleyebiliyor” dedi.  
 Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) ve Diyarbakır Su Kanalizasyon İdaresi’nin (DİSKİ) ortaklaşa düzenlediği “Başka Bir Su Politikası İçin Kapasite Geliştirme Atölyesi”nin İlki Van’da başladı. 2 gün sürecek olan atölye çalışmalarında su kaynaklarının, özelleştirilmesine karşı alternatif ilerici girişimlerin, modellerin yaygınlaşması ve uygulanabilmesi için bilgi ve deneyimler paylaşılacak. Merit Otel’de başlayan toplantıya Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, İzmir'in Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, GABB Genel Sekteri İsmail Doğan, Su Hakkı Kampanyası’ndan Nuran Yüce, Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, TMMOB temsilcileri ile uzmanlar katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Su Hakkı Kampanyası’ndan Nuran Yüce atölye çalışmaları ile ilgili bilgiler verdi. Atölye süresince yerel yönetimlerin su politikaları ile bir programın ortaya çıkacağını ve bu program üzerinde önümüzdeki dönem politikalarının belirleneceğini belirtti.
 Daha sonra konuşan GABB Genel Sekteri İsmail Doğan, iki gün sürecek olan atölye çalışmalarında, yeryüzünde bulanan tüm canlıların esas yaşam kaynağı olan suyu, suya yönelik olan tehditleri ve alternatif su politikalarını tartışacaklarını söyledi. Suyun alternatifi olmayan ve başka bir madde ile değiştirilemeyen bir kaynak olduğunu söyleyen Doğan, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, bugün dünyada 1 milyar insanın temiz içme suyuna erişemediğini belirtti. Birçok insanın susuzluk ve kirli sudan kaynaklı yaşamlarını yitirdiğini söyleyen Doğan, “Uluslar arası sözleşmelerde ‘temiz ve güvenilir suya erişim’ temel insan hakkı olarak kabul edimleş olmasına rağmen, maalesef uygulamalarda aynı hassasiyeti görmek neredeyse imkânsız. Temiz ve sağlıklı suya erişimde büyük sıkıntılar olmasının yanı sıra, buna karşı alınacak tedbir ve yaptırımların minimum düzeyde olması ise tartışılması gereken ayrı bir konudur. Su ve su yataklarının bulunduğu bölgeler, bugün çok uluslu şirketler veya bunların yerli ortakları tarafından rant alanlarına dönüştürülmüştür” dedi.

Daha sonra suyu halka ücretsiz olarak veren ve hakkında davalar açılan İzmir'in Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven bir konuşma yaptı. Suyun giderek tekelleştirilmesine karşı olduklarını söyleyen Özgüven, “Bizlerin görevi suya rant aracı olarak bakan hesapları boşa çıkarmaktır” dedi. Suyun para karşılığında satılmasına karşı olduklarını aktaran Özgüven, “Su yaşam hakkı ise o zaman para ile satılan bir şey olmaması gerekiyor” diye konuştu. Dikili’de 10 tona kadar su kullanan insanlara suyu ücretsiz verdiklerini hatırlatan Özgüven, yaşamı sürdürülebilir kılmak için böylesi bir çalışma yaptıklarını belirtti. “Üretmediğiniz bir şey için para istemek yanlıştır. Suyu biz üretmiyoruz. Bu insanların en temel hakkıdır. Bu nedenle bununda bir karşılığının olmaması gerekiyor” diyen Özgüven, “Hakkımda açılan davalar nedeniyle suyu paralı hale getirdik. Ve 10 ton karşılığında 1 kuruş ücret alıyoruz. Maden para karşılığında satmamız gerekiyor o zaman bizde fiyatı 1 kuruş yaparak, suyun satılamayacağını bir kez daha gösterdik. Biz yaptığımız bu uygulama ile suda önemli tasarruflar sağladık” dedi.
Yerel yönetimlerin yerellerin hükümeti olduğunu söyleyen Özgüven, her hükümetin en temel görevinin toplumunu huzuru kavuşturmak, onları mutlu etmek ve sağlıklı bir yaşam biçimiyle örgütlemek olduğunu söyledi.
  Son olarak konuşan Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, “Sizleri Türkiye’nin en büyük su havzasının bulunduğu kentimizde ve Van Gölü’nün hemen kıyısında konuk etmekten mutluluk duyuyorum” diyerek konuşmasına başladı. Van’da yapılacak iki günlük atölye çalışmaları ile bilgi ve deneyimlerin paylaşarak, suyun hayatililiğine bir kez daha Van’dan vurgu yapılacağını söyleyen Kaya, “Buradan ‘Başka bir su politikası’ mümkündür diyeceğiz. Özellikle konuklarımızın iki gün boyunca ortaya koyacakları önemli belirlemeler ışığında kendi yerel politikalarımızı belirlemek çok daha kolay olacaktır” diye konuştu.
 Van’ın bir dönem Başkenti olduğu Urartu Krallığı’nın sahip olduğu kadar su kaynaklarına tarihte hiçbir medeniyete neredeyse rastlanmamıştır. Urartulara ait göletler, doğal su kaynakları ve sulama kanalları tarihin neredeyse en önemli kaynakları olarak gösterildiğini söyleyen Kaya, “Hatta Urartu Medeniyetinin Bölgedeki su kanalları yapma geleneklerine Persler ve Osmanlı dönemine kadar da rastlamak mümkündür. Bu kadar önemli su kaynaklarına rağmen, Van’ın tarih boyunca hem su konusunda fakir bir seyirde izlemiştir” dedi.
 Van’da hala su sıkıntısının yaşandığına dikkat çeken Kaya, özellikle 1980 yılında Van için tahmin edilen nüfus oranına göre yapılan planlamanın etkili olduğunu söyledi. Kent altyapısının 250 bin kişilik nüfus oranına göre yapıldığını söyleyen Kaya, ancak şuan Van nüfusunun 500 bin olduğunu söyledi. Kaya, “Van’a gelen su miktarı kadar suyumuz Van Gölü’ne akıyor. Biz Belediye olarak 2 yıldan beridir bu suyun kente getirilmesi konusunda bir çalışma yapıyoruz. Biz bunun için su analiz raporu ve raporlar hazırladık. Bu suyun bize tahsis edilmesi için merkezi hükümete başvurmamıza rağmen, sürekli raporumuz bölge müdürlüğü, genel müdürlük ve diğer kurumlar arasında top gibi dolaştırılıyor. Ankara’da yaşayan bir vatandaş Van’daki 500 bin insanın kaderini belirleyebiliyor. Burada bulanan 500 bin insan su ihtiyacını tespit edemiyor ama oradaki bir vatandaş ‘sizin suya ihtiyacınız yok’ diyor. Diyorlar ki ‘Biz 2020 yılına kadar Van ile ilgili bir rapor hazırlamışız sizin suyunuz size yeter” diye konuştu. Yerel kaynakların yerel inisiyatifler tarafından yönetilmesi gerektiğini söyleyen Kaya, “İnsana saygı duymayan bir politika asla başarılı olmaz” dedi.
 Açıklamaların ardından atölye çalışmaları devem etti.  

790 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
ULAŞIM
 Otobüs Seferleri Metro Seferleri
 İzban Seferleri
 VAPUR SEFERLERİ
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Hava Durumu
Günlük Burçlar

Günlük Burç Falınız


Saat
Takvim
Sayı 2 Sayfa 1
Mayıs Sayısı Sayfa 1
Yıldırım İnşaat

 

 

Elal Ajans
   
Küçük Avcı