Öğrencilerin, ebeveynlerin ve eğitimcilerin hazır bulunduğu söyleşide Eğitim Uzmanı  rahat ve de eğlenceli hoş sohbet bir sunum yaptı. Konuşmasını verdiği bol örneklerle renklendirdi.  

Ertuğrul Mutlugün söyleşisine sınav öncesi veli ile öğrenci arasındaki kaygı farkını anlatarak başladı. Bazı öğrencilerde sınav öncesi, uyku düzensizliği, hırçınlaşma, öfke gibi durumların yaşanabildiğini söyleyen Eğitimci, Dünya Sağlık Örgütü’nün  (WHO)  son dönemde kayıt altına alınmış hastalıklar listesinde ilk sırada psikosomatik rahatsızlıklar geldiğine dikkat çekti. İki grup denek üzerinde çok ilginç bir araştırma sonucunu izleyicilerle paylaşan Ertuğrul Mutlugün, hastanede  ameliyat olmayı bekleyen  bir grup hasta ile  yakın bir zaman içinde sınava girecek grup arasında yapılan  kaygıyı ölçmeye yönelik deneyden ortaya çıkan ilginç sonuca değindi. Bu deneyde sınava gireceklerde kaygı oranının daha yüksek çıkmasının düşündürücü olduğunu ifade etti. Çocuklarda en büyük kaygının sınava daha süre var iken kendini yetersiz hissetmesi olduğunu söyledi.

Öğrencilerde sınavı kazanamadığı takdirde ben bittim kaygısının çok görüldüğünü ifade eden konuşmacı, stresin de tanımını yaparak bedende zihinde yaşanan 4 önemli stres nedeninin nörolojik, psikolojik, biyolojik ve  fizyolojik olduğunu vurguladı.

Ertuğrul Mutlugün sınava gireceklere her zaman kitap okumaları gerektiğini salık verdiğini de hatırlatarak “Bu ülkede herkes üniversite okumak istiyor ama kitap okumuyor, kitap okumadan üniversite okumak ne kadar mümkün olur” dedi.

Ebeveynlere son bir hatırlatma da yapan Mutlugün “Lütfen çocuklarınızı kendinize benzetmeye çalışmayın ve “Ben” ile başlayan cümleler kurmayın” dedi.