Tabip Odası'ndan Şiddete Tepkiİzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından sağlıkta yaşanan şiddet kınandı. Tapip odası yapmış olduğu yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
Sağlıktaki şiddet eğilimini önce inkâr eden, ardından şiddetin mağduru hekimleri ve sağlık çalışanlarını suçlayan idareciler; olaylar yılda en az bir hekim ya da sağlık çalışanının ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve binlercesinin sözlü ya da fiili tacizine dönüşünce şekilsel ve kararlılık içermeyen adımlarla oyalama yoluna gittiler. Sağlık hizmeti sunarken şiddete uğrayan, öldürülen, bıçaklanan, kafasında mermer kırılan, tekmelere maruz kalan, küfür ve hakaret edilen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının arkasından timsah gözyaşları döktüler. Oy kaybederiz kaygısıyla her beklentilerinin anında ve talep ettikleri biçimde karşılanmasını isteyenlerin sırtını sıvazladılar. Örneğin gittiği Aile Sağlığı Merkezinde, olmayan hastaya ilaç yazılmasını, saptanmayan hastalığa tedavi uygulanmasını, gerekmeyen raporun verilmesini, istediği her ilacın reçete edilmesini istemekle kalmayıp usulsüz ve etik dışı talebinin karşılanmaması durumunda şiddete başvuran binlerce insan, sıradan bir kavgaya, karşılıklı darba karışmış gibi muamele gördü. 80 milyon nüfuslu ülkede 120 milyon kişinin acil servislere gittiği yanlış kurgulanmış bu sitemde kendi hastasının ve yakınlarının beklentileri karşılanmadığı anda acil servisleri savaş alanına çeviren, acil servis içerisinde cinayet işleyebilen, sağlık çalışanlarının yanı sıra sedyede yatan başka hastaların bile ölümüne yol açan bir cinnet ortamı sıradanlaştı. Ne bir Aile Sağlığı Merkezinde ne de herhangi bir hastane ortamında sözel ya da fiili şiddete hiç kimsenin kalkışamayacağı, şiddete sıfır tolerans gösterileceğine dair caydırıcı, sonuç alıcı ve somut adımların atılması artık zorunluluktur. Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetinin çok önemli kısmını daha az maliyetle ve nitelikli bir biçimde karşılayan birinci basamak sağlık sistemi ülkemizde ne yazık ki her dönem olduğu gibi bugün de popülist yaklaşımların kurbanı oldu. 2018 Yılında kişi başına yapılmış olan ortalama 2030 liralık sağlık harcamasının sadece 88 lirası koruyucu sağlık hizmetleri için yapılmış, birinci basamak sağlık hizmetlerini kuvvetlendirmek adına yatırım yapılmamış, birinci basamak sağlık kurumları değersizleştirilmiştir. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış talebe göre değil de bilim ve gereksinimler doğrultusunda yönetilebileceği “sevk zincirinin” adı bile anılmamaktadır. Bugün sağlıkta yaşadığımız şiddete karşı somut ve inandırıcı adımlar atılıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyor, TTB 70.Büyük Kongresi’nde alınan kararla “Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü” olarak kabul edilen ve Dr. Ersin Arslan’ın öldürülme yıl dönümü olan17 Nisan’daülkemizin bütün sağlık kurumlarında “Ya Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Sağlık Sistemini Durduracağız!” söyleminin kararlılığıyla İş Bırakma -GöREV eylemi gerçekleştireceğimizi buradan duyurmak istiyoruz."
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |