İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni yıl kutlamasında, son günlerdeki tartışmalara ilişkin çok önemli mesajlar verdi:

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi personeliyle bir araya gelerek yeni yıllarını kutladı. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleşen buluşmada konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, “İzmir için söylenen rencide edici sözlerin 2011 yılında tekrarlanmamasını; İzmir’e gerçek nazardan, gönül penceresinden bakılmasını diliyorum. Çünkü İzmirliler herkese gönül penceresinden bakıyor” şeklinde konuştu.

2010 yılı içindeki en önemli hizmetlerin başında Aliağa-Menderes Raylı Sistem Projesi’nin hayata geçmesinin geldiğini söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “Şu anda Çiğli’ye kadar gidiyoruz. Menemen ve Aliağa’ya gitmemiz için tek eksik sürücülerin deneyim kazanması. Onlar yeterlilik aldıkça, önce Menemen’e ardından da Aliağa’ya kadar seferler başlayacak” dedi. Başkan Aziz Kocaoğlu, Aliağa-Menderes hattının Torbalı’ya kadar 32 km. daha uzaması için TCDD ile protokol imzaladıklarını ve proje çalışmalarına başlayacaklarını bildirdi; 2011 yılında bilimi ve teknolojiyi kullanarak çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Göreve geldiğinden bu yana “taşeronlaşma”nın karşısında olduğunu söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “O günlerde 6000 civarında olan taşeron işçi sayısını kademeli olarak azalttık. Şimdi son 2500 tanesini de belediye şirketlerine alıyoruz. 01.01.2011’den itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde taşeron işçi sayısı, sadece güvenlikte ya da eskiden devam eden varsa en fazla 200 - 300 kişi civarında olacak. Geri kalanların hepsi belediye şirketlerinin bünyesinde çalışacak” diye konuştu.

Taşeronlaşmaya karşı yaptıkları çalışmanın tüm Türkiye’ye örnek olmasını dileyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “İşçilerimizin yasal çerçevede çalışmasını sağlayacak güvenceyi vererek kente ve insana nasıl baktığımızı ispat ediyoruz. Bu Türkiye’de ilktir. İnsan ve emek odaklı bir çalışmadır. Taşeron gibi çağdışı bir uygulamadan bu ülkenin ve ülke emekçisinin kurtulması, sendikacıların da özverili çalışmalarıyla devlet kurumlarında, yerel yönetimlerde, özel kurum ve kuruluşlarda tümüyle kaldırılması gerekiyor. Türkiye’nin bu yolculuğunda umarım iyi bir örnek oluruz” dedi.

Büyükşehir Belediyesi olarak bütün çalışmalarını ve satın almalarını yasal çerçevede yaptıklarını vurgulayan Başkan Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve çalışanlarının bugüne kadar yaptıkları işlerde, ihalelerde, satın almalarda yasal olmayan en ufak bir iş yapmadığını dünya alem biliyor. Biz yaptığımız işlerde, hem yasal hem vicdani hem de evrensel ahlak ilkelerine uyduğumuza inanıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi’ne ve başkanına karşı yürütülmeye çalışılan ‘çamur at, izi kalsın’ politikası, sonunda iflas etmeye mahkumdur. Bazı yayınlarla ya da beyanatlarla yapılmak istenen, bilgi kirliliği yaratarak bizim için ‘dürüst değil’ imajını yayma çabasıdır. Bizim verilemeyecek hesabımız yok.”

Siyasi rant sağlanmak için İzmir’in rencide edildiğini savunan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Siyasi çıkarlar ve siyasi rant uğruna, İzmir ve Büyükşehir Belediyesi hakkında bilgi kirliliği yaratmaya çalışıyorlar. Artık bu ayan beyan ortaya çıktı. İzmir’le sevgi bağı kuramayanlar, siyasi rant uğruna İzmir’i rencide ederek, İzmir’e kendilerince belki aba altından sopa gösterip gündem oluyorlar. Herkes çok iyi bilmeli ki, Büyükşehir Belediyesi’nin yasalara aykırı hiçbir işi yoktur, olamaz da. Zaten müfettişler geliyor, Sayıştay denetçileri geliyor. Savcılık var, kanun var, yasa var. Eğer bir suçumuz, bir aykırı - yasal olmayan bir işimiz varsa zaten inceleniyor, zaten didik didik yapılıyor. Ama Aziz Kocaoğlu’nun belediye başkanlığı koltuğunda oturduğu günden bu yana veremeyeceği hiçbir hesabı yoktur. Biz belediye başkanlığını genelin yararını koruyarak yapıyoruz, bunu dünya alem biliyor. Biz belediye başkanlığını servet kaybederek, cebimizden para harcayarak yapıyoruz, kazanarak değil. İspatı da içerde. Bunu İzmirli hemşehrilerimiz de biliyor. Bizim art niyetle, kötü niyetle bazı kişi ya da kişilere menfaat sağlamamız; yaşam biçimimize, kişiliğimize, inancımıza terstir. Bildiğimiz tüm değerlere, bizi var eden tüm değerlere terstir. Biz böyle yetişmişiz, böyle gelmişiz, böyle gidiyoruz” şeklinde konuştu.

Bir gazetede yer alan yolsuzluk iddiaları ile ilgili olarak gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, “düzmece haberler”le yıpratılmaya çalışıldıklarını söyledi. Başkan Kocaoğlu, İZDENİZ A.Ş.’nin sermayesinin tamamının İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait olduğunu hatırlatarak, “İZDENİZ, Körfez’de deniz ulaşımı yapıyor. İZDENİZ’le Belediye arasında, Belediye ile İZDENİZ arasında yolsuzluk olması gibi bir şey zaten işin tabiatına aykırı. Kendi şirketimiz arasında ne abartılıyor, ne kastediliyor, onu bilmiyorum” dedi. Buca’da yapılan konutlarla ilgili yasaya aykırı hiçbir durumun olmadığını da vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu, “Buca konutları ihalesi yapıldığında yangın yönetmeliğinde ‘yangın merdiveni’ söz konusu değildi, sonra yönetmelik değişince proje tadilatı yapıp yangın merdiveni yaptık. Bu nasıl olur da yolsuzluk olarak değerlendirilir anlamıyorum” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ne yaptığımızı, nereye doğru yürüdüğümüzü, biz de İzmirli hemşehrilerimiz de çok iyi biliyor. Son dönemlerde ortaya çıkıp da ‘İzmir’i seviyorum’ diye başlayan cümleler kuran ama hiç de samimi olmayanların sayısı artmaya başladı. Onlar maalesef sevmek kelimesinin de içini boşaltıyorlar. Sevmek kader birliği yapmak, kötü günde birlikte olmak, acıyı paylaşmak, birlikte hareket etmek, birlikte ileriye gitmek, emek vermek demektir. Biz bu kenti seviyoruz ve bunu da icraatlarımızla, insana bakışımızla gösteriyoruz.”

İzmir’in 30 yıldır kendi yağıyla kavrulup kalkınmasını, gelişmesini sağladığını hatırlatan Başkan Aziz Kocaoğlu, buna rağmen merkezi bütçeye en fazla katkı koyan, vergisini en iyi ödeyen kentin yine İzmir olduğunu vurguladı. “İzmir için ne denilirse densin, çok güzel bir kent olduğunu, güzelliğinin de İzmir’in güzel ve sevecen insanlarından kaynaklandığını biliyoruz” diyen Başkan Kocaoğlu, “Bir yandan İzmir’in kaynaklarını kullanarak bir yandan da İzmir’in hiç hak etmediği, İzmir’i ve İzmirli’yi rencide edecek sözleri sarf edenlere, bu yılbaşı akşamında gerçekten İzmir’i düşünüp İzmir’in ve İzmirli’nin ne olduğunu anlamaya, algılamaya çalışmalarını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim görevim hemşehrilerime hizmet etmek, kavga etmek değil. Söylenmek istenenlerin altında neyin yattığını, bunların nasıl bir ruh halinde, İzmir’e nasıl bir bakış açısı ve yaklaşımla, nasıl bir niyetle söylendiğini çok iyi biliyorum. Bugüne kadar hep sustum. Bu yüzden zaman zaman pasiflikle, cevap verememekle suçlandım. Çünkü görevim İzmir’e hizmet etmek. Hemşehrilerim beni bunun için seçti, kavga edeyim diye değil! Ama biz sustukça, kendi çıtamızı İzmir’in çıtası gibi yüksekte tuttukça, çıtayı-seviyeyi düşürmedikçe, İzmir’e saldırı doğal bir sonuç haline gelmiş gibi görünüyor. Cevap vermek çok kolay. Biz anlayacakları şekilde cevap vermesini de iyi biliriz. Ama bu iş maalesef seviye meselesi oldu.  İzmir için söylenen rencide edici sözlerin, 2011 yılında artık tekrarlanmamasını diliyorum.”

Yorumlar